|
"Bir Köprü Olarak Süryani Çalışmaları" Sempozyumu
-
7.6.2011 0 |
|
Mardin'deki Artuklu Üniversitesi, Avusturya'nın Ankara
Büyükelçiliği ve merkezi Avusturya'nın başkenti Viyana'da bulunan ve Katolik
dünyası ile Ortadoks dünyasının birbirine yakınlaşması amacıyla kurulan Pro-Oriente
Vakfı işbirliğiyle düzenlenen 'Kültür, Dil ve İnanç: Bir Köprü Olarak Süryani
Çalışmaları Sempozyumu', Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı. Sempozyuma
Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Heidemerria Gürer, Artuklu Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Pro-Oriente Vakıf Başkanı Dr. Johann Marte,
Süryaniler'in Diyarbakır-Mardin Metropoliti Saliba Özmen, Adıyaman Metropoliti
Melki Ürek, Papaz Gabriyel Akyüz, Mardin Müftüsü Mehmet Kızılkaya, AK Parti
Mardin Milletvetvekili adayı Muammer Güler ile yerli ve yabancı davetliler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını Türkçe yapan Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi
Heidemerria Gürer, Süryaniler'in kültürünü gün ışığına çıkarmak için birçok
çalışmaya imza attıklarını söyledi. Gürer, şöyle konuştu:
"Bizler her zaman dinlere karşı bir saygı içerisinde
olmuşuz. 1912 yılında Avusturya da İslam dini ilk defa bir Avrupa ülkesinde
resmi din olarak kabul edilmiştir. Sadece Süryaniliğe değil İslamiyet açısından
da Avusturya ilklere imza atmış. Avusturya'da İslam dini okullarda resmi din
olarak okutulmaktadır. Bunun Avrupa'da başka bir örneği yok. "
OMAY: "10 YIL ÖNCESİ BUNLARI KONUŞMAK ZORDU"
Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, üniversitede
kurdukları İlahiyat Fakültesi bünyesinde Süryani Dili ve Kültürü Bölümü'nü
kurma çalışmalarının son aşamaya gelindiğini söyledi. Prof. Dr. Omay, "Ortadoğu'daki
dil, toplum ve kültürlerin tetkiki, üniversitemizin başlıca ilgi alanlarından
olmuştur. Bu kapsamda, Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü çatısı altında bu
kültürün araştırılması için, bir mastır programı açma çalışmalarımız devam
ediyor. Ayrıca kurmayı düşündüğümüz teoloji fakültesinde, ülkemizdeki ilahiyat
fakültelerinden farklı bir yaklaşımla araştırma çalışmaları yapacağız" dedi.
Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, şöyle dedi:
"İtiraf etmek gerekir ki, çok değil, mesela bundan 10
yıl önce, ülkemizde bunları konuşmak ve hayata geçirmek epeyce zordu. İlmi
hürriyet anlamında, üniversitelerimiz de, ülkemizdekidemokratikleşme ve
şeffaflaşma rüzgarından nasibini alıyor. Yunan felsefesinin İslam dünyasına
aktarılmasında, büyük bir pay sahibi olan Süryaniler'in felsefi eserleri Arapça'ya
ve Süryanice'ye çeviri hareketi hatırlanması gereken çok önemli hususlardandır.
Bugün, burada zaten bu önemli dönüm noktalarını, Mezopotamya ve Anadolu'da
yaşayan halkların, müspet mânâda, birbirini nasıl etkilediklerini dinleme
imkanını bulacağız. " Süryaniler'in Mardin-Diyarbakır Metropoliti Salibe Özmen, Süryanice
dilinin özellikle M. S. ilk dönemlerinde özellikle Nusaybin Üniversitesi
sayesinde büyük ün saldığını söyledi. Özmen, şöyle dedi:
"Nisibin Akademisi, o zaman dünyanın en büyük
üniversitesiydi. Buralarda tabii Süryanice öğretiliyordu. O zamanki şartlarda
Yunanca da vardı sonra Arapça da piyasaya çıktı. İşte bizim bölgedeki
manastırlarda özellikle resmi olmayan yollardan eğitim veriliyordu. Halen de bu
eğitimler devam ediyor. Bu eğitimlerin sosyal ve ruhsal bazda çok büyük etkisi
oldu. Umudumuz o ki resmi olsun veya resmi olmayan yönetmelerle olsun insanlar
okusun ve güzel yerlere gelsin. Ben inanıyorum ki, bizim üniversite sayesinde
insanlar bilgilendikçe, iyi bir yere geldikçe, hem sosyal anlamda hem de
finansal anlamda da iyi bir yerlere gelecektir. Süryanice eğitimi sadece bizim
değil hem Mardin'in, hem de Türkiye'nin ihtiyacıdır. Çünkü M. Ö. 3-4 bin yılına
giden bir mazisi var. Şimdi Süryanicenin burada kendi anavatanında okutulması
hep bizim için, hem de Türkiye için büyük bir zenginliktir. "
"ANNELERİMİZ SÜTLERİNİ BİLE PAYLAŞIYORLARDI"
Güler, bölgede derin bir medeniyetin mirasını taşıyan
Süryani varlığının kendileri açısından hem zenginlikleri hem de ülkenin
bütünlüğünü sağlayan bir unsur olduğunu ifade etti. Güler, şöyle devam etti:
"Onlar bir azınlık değillerdir, özellikle vurgulamak istiyorum. Süryani
cemaati bizde asla bir azınlık değildir, böyle bir statüye asla istememişlerdir.
Bu memleketin devletin asli unsurlarıdır. Bunu özellikle belirtmek isterim. Esasen
hükümetin de devletinde yaklaşımı bu şekildedir. Son anayasa çalışması da
demokratikleşme çalışmaları bunun göstergesidir. Devletin bakış açısı eşit
vatandaşlık ilkelerine dayalıdır. Biz devletin olarak birçok farklı unsur bir
arada uzlaşı içerisindeyiz. Ortak bir hedef doğrultusunda birleştiğimiz için bu
ülkede zenginliklerimizi koruyabildik. Demokratikleşme çalışmalarına en büyük
katkıyı Mardin Artuklu Üniversitesi sağlamıştır. "
Açılış konuşmalarından sonra İncil, felsefe ve tarih
konulu üç ayrı oturumda Süryanilerin kültür, dil ve inançları değişik
üniversitelerden gelen akademisyenler tarafından sunumlarla anlatıldı.
AA, NG - Mardin (Doğan Haber Ajansı) 30.05.2011 15:51 Kaynak: www.sondakika.com
|
|
|