Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)
İlahiyat Fakültesi
Felsefe ve Din Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali İhsan Yetik, Fener Rum
Patrikhanesi adına Yorgo Benlisoy, Ermeni Patrikanesi adına Peder Zaven
Bıçakçı, Mardin Diyarbakır Süryani Metropoliti Mor Filiksinos Saliba Özmen ve
Alevi Dedesi-Eğitimci Hasan Kılavuz'un konuşmacı olarak katıldığı paneli SHP
eski genel başkanı Murat Karayalçın, CHP eski milletvekili Hakkı Ülkü ve Dikili
Belediye Başkanı Osman Özgüven'in de aralarında bulunduğu sayıda davetli
izledi.
Murat Karayalçın
Panelin açılışında konuşan Murat
Karayalçın, Ankara'nın Ulus tepesinde yan yana yer alan 2 bin yıllık Augustus
tapınağı ile 600 yıllık Hacı Bayram Veli Camii'nin Türkiye'de dinler arası
diyaloğun anıtı niteliğini taşıdığını belirtti. Günümüzde siyasetinde egemen
olan çatışma kültürünün dinler arası ilişkiye yansımaması gerektiğinin altını
çizen Karayalçın, "Geçmişten bu yana dünyanın pek çok ülkesinde insanlar
inançları nedeniyle öldürüldü, işkenceye maruz kaldı. Bugün geldiğimiz noktada
ise inançlararası diyalog ön plana çıkıyor. Bu noktada karşılıklı ilişkilerin
oya gibi işlenmesi gerekiyor" dedi.
DEÜ İlahiyat Fakültesi Felsefe ve
Din Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali İhsan Yetik
Panelde din savaşlarının halen
devam ettiğine değinen DEÜ İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bölümü Öğretim
Görevlisi Prof. Dr.Ali İhsan Yetik, dinler arasındaki çatışmanın temel
sebebinin karşılıklı güven ortamının oluşturulamamasından kaynaklandığını
söyledi. Müslüman olmanın temel kriterlerinden birinin yanındaki insana güven
vermek olduğunu belirten Yetik, "Gerek dinlerin kendi içinde gerekse
dinler arası ilişkilerde halen çatışma kültürünü aşabilmiş değiliz. Bu durum
kutsal metinlerin doğru yorumlanmamasından kaynaklanıyor. Öyle ki kutsal
metinler politikacıların elinde şamar oğlanı ve meşrulaştırma aracı olarak
kullanılıyor. Oysa hepimiz aynı gemide seyahat eden yolcularız. Bu nedenle
dinsel çatışmaları bir yana bırakıp açlık, doğal felaketler, silahlanma,
nükleer enerji gibi konularda ortak bir duruş sergilemeliyiz. Aksi takdirde
diyalog çabalarımız lafta kalır" diye konuştu.
Mardin Diyarbakır Süryani
Metropoıliti Mor Filiksinos Saliba Özmen
Mardin Diyarbakır Süryani
Metropoliti Mor Filiksinos Saliba Özmen de devletler arasında süren savaşlara
rağmen dinlerin barış ve sevgi kültürünü yayma misyonunun unutulmaması
gerektiğine dikkat çekti. Konuşmasında sık sık kutsal kitaplardan alıntılar
yapan Özmen, dinler arasında barışı sağlamanın yolunun sırasıyla içsel barış,
toplumsal barış ve milletlerarası barışı sağlamaktan geçtiğini söyledi. Özmen
şöyle konuştu:
"Dinler herkesle barış
içinde yaşamayı şart koşmuştur. Bu anlamda barış içinde yaşamak kutsaldır.
Barışın üstünde ise sevgi vardır. Sevgi ise Tanrı'nın ta kendisidir.
Dolayısıyla insan kendisini Tanrı'ya yakın hissetmek istiyorsa sevgi çemberinin
içinde olmalıdır. İnsanların barışa ve sevgiye aç olduğu günümüz dünyasında
artık hoşgörüsüzlüğe, önyargılara ve savaşlara geçit yoktur."
Ermeni Patrikanesi Temsilcisi
Peder Zaven Bıçak
Panele Ermeni Patrikanesi adına
katılan Peder Zaven Bıçak ise dünyada çatışma kültürünün hızla yayılmasını
engellemekte dinlerin etkisiz kaldığını belirterek, bu noktada dinlerin
temsilcilerini özeleştiri yapmaya davet etti. "Kutsal kitaplardaki sözler
insanın zihnindedir. Bu düşünceler yüreğe inmezse hiçbir şey olmaz. En uzun yol
da insanın zihni ile yüreği arasındaki yoldur" diyen Bıçak, tüm dünyada
farklılıkları zenginlik olarak gören ve bu bakış açısını yayan politikacılara
ve dini önderlere ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Fener Rum Patrikhanesi Temsilcisi
Yorgo Benlisoy
Panelde Fener Rum Patrikhanesi
adına Yorgo Benlisoy tüm dinlerin teolojik farklılıklara rağmen etik ve
toplumsal alanlarda ortak mesajlar vermesine rağmen dini motifler arkasına
gizlenen başka hedeflerin ulvileştirilmesi nedeniyle dinsel çatışmaların
yaşandığını söyledi. Bu noktada dinlerin asli hükümlerinin aksine kullanılması
suçuna kimi zaman din adamlarının da alet olduğunu dile getiren Benlisoy,
"Dini önderleri çağımızda iki görev beklemektedir. Birincisi dini
çatışmalara çanak tutan din adamlarını ana bünyeden ayıklamak ve ikinci olarak
da dinsel öğretileri tüm açıklığıyla inananlara aktarmaktır. Dinler arasında
hoşgörü ve diyalog ancak bu şekilde sağlanabilir" dedi.
Alevi Dedesi-Eğitimci Hasan Kılavu
Panelde konuşan Alevi
Dedesi-Eğitimci Hasan Kılavuz "Biz kavga etmiyoruz, kavga
ettiriyorlar" diyerek dinler arası çatışmaların bazı çıkar çevreleri
tarafından körüklendiğinin altını çizdi. Barışın inanç önderlerinin elinde
olduğunu belirten Kılavuz, "Dört büyük din devlet dinidir. Bu dinler
polisli, jandarmalı dinlerdir. Gücü elinde bulunduran bu dinlerin temsilcileri
isterse barış olur. Dolayısıyla inanç önderleri olarak bizler ancak kollarımızı
birbirimize açarak ve inançlarımızın gereklerine sadık kalarak barışı
sağlayabiliriz."
Kaynak: www.haberler.com