Manastır avukatı Sayın Rudi Sümer, mahkemenin hazine adına tescil etme kararı aldığı arazilerle ilgili hukuki sürece devam edeceklerine belirterek, “bu kararda temyiz yolu açık olduğu için temyiz yoluna başvuracağız. Buradan gelecek sonucu bekleyeceğiz. Oradan istenilen netice elde edilmezse davayı AİHM’e taşıyacağız” dedi.
Manastır ile ilgili hukuki süreci yakından takip eden İsveç Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Sayın Yılmaz Kerimo, mahkemenin hazine adına tescil kararı aldığı arazilerin de manastıra ait olduğunu savunarak, kararı Yargıtay’ın onaylaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceklerini söyledi. Kerimo şöyle konuştu: “1600 yıllık Mor Gabriel Manastırı sadece Süryanilerin değil, Türkiye’nin ayrılmaz bir parçasıdır. 1937 yılından bugüne kadar manastır söz konusu topraklar için vergi ödüyor. Şimdiye kadar bu topraklar Vakıf da Türkiye’nin malıdır. Taşınacak bir mal değildir ve satılmayacaktır da. Türkiye’nin bu davaya sahip çıkması gerekirken, maalesef halen durumun hassasiyet ve ciddiyetinin farkında değil. Bunu anlamış değilim. Mahkeme sonuçlandı. Mahkeme tarafından kabul görmeyen aleyhimize sonuçlanan kararlar bizim nezdimizde daha bitmemiştir. Yargı yolu açıktır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğiz.”
Davanın karar duruşmasını İsveç Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Anne Ludviggson, İsveç Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Yılmaz Kerimo, İsveç Sosyal Demokrat Parti’sinden Yekbun Alp ve Evin Çetin, Alman Büyükelçiliği Başkatip ve Temsilcisi Delegasyonu Siyasi Danışması Sema Kılıçer ve DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın yanı sıra Süryani cemaatinin sivil kurum ve kuruluşları ile federasyon temsilcileri ve Turabdin’deki cemaat de yerinde izledi.
Kaynak: www.morgabriel.org