Turabdin’in tarihi manastırları içerisinde, Mardin şehir merkezine en yakın manastır olması, 640 yıl Antakya Süryani patrikliğine ev sahipliği yapmış olması, önemini arttıran faktörlerdir. Mardin’i ziyaret eden devlet adamları, yabancı misyon şefleri, yerli-yabancı turistlerin uğradığı gözde mekanlardan birisidir. Ayrıca Mardin ve Diyarbakır Süryani Metropolitliğinin merkezi olması, Süryanilerin temsili açısından hayati önem taşıyan misyonu kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.
Bir bütün olarak Mardin’in ve Süryanilerin tanıtımı bağlamında Türkiye’ye ve dünyaya açılan bir pencere konumunda olan bu manastırın tarihsel yorgunluğunu ve ataletini üstünden atabilmesi, fiziksel ortamın iyileştirilmesi ve mekansal düzenlemenin tamamlanmasına bağlıdır. 21. yüzyıla ve geleceğe hazır olabilmesi açısından bu çok zorunludur. Bunun için tarihi dokuya zarar vermeden, manastırın altyapısı dahil, mekansal iyileştirme bağlamında, Mardin ve Diyarbakır Metropoliti Mor Filüksinos Saliba Özmen’in başkanlığında yapılmasına başlanan çalışmalar, bittiği takdirde, manastır büyük ve uzun soluklu bir nefes alacaktır. Göze hoş olmayan görüntülerden, mekansal döküntülerden, tarihsel kemirmelerden kurtulmuş bir manastır, tarihsel dokusunu pekiştirmekle kalmayacak, geleceğe daha çok özgüvenle bakacaktır. Bu çalkantılı dönemde barış kültürünün ve kardeşliğin geliştirilmesine olan derin bağlılığını daha çok hissettirecektir. İnsanlığı onurlandıran bir öğretiyle, insanlar ve toplumsal katmanlar arasında sevgi mesajını yaymanın her zamandan daha çok önemli olduğuna inanarak, geleceğe inanç ve umutla bakmaya devam edecektir.
Mekansal Düzenleme Çalışmaları
Kalorifer Sistemi ve Güneş Enerjisi projesi bitmek üzeredir. Ancak uygulama ve hizmet aşamasına henüz gelmedi. Meryemana Kilisesi’nin bitişiğindeki büyük oda bu amaç için onarıldı, düzenlendi. Girişi zorlaştıran kapısı büyütüldü ve özgünlüğüne uygun yeniden yapıldı. Kalorifer sistemi için gereken kazanlar ve buna bağlı tamamlayıcı diğer ihtiyaçlar monte edildi. Bütünsel anlamda manastırın ısıtmasını sağlayacak tesisat yeraltından manastırın her bölüme ulaştırılma çalışmaları devam ediyor.
Günlük sıcak su ihtiyacını karşılayacak ve manastırın dışında arka tarafta kurulan güneş enerjisi sisteminin devreye girmesi için başlanan altyapı çalışmaları devam ediyor. Buna bağlı su arıtma sistemi de yapılıyor. Ayrıca manastırın pis sularını ve atıklarını dışarıya akıtacak fosseptik altyapı çalışması tamamlanmıştır.
Mutfak Bölümü için bitişik ve iç içe yapılardan oluşan iki bölüm bütün ihtiyaçlarıyla bitti. İyi ve rahat bir hizmet verebilmesi için gereken onarım, yeniden düzenleme, kalorifer bağlantısı, altyapı ve ekipman vb. bütün ihtiyaçlar tamamlandı. Oturma, dinlenme, soğutma ve kurulama bölümlerinden oluşan otantik bir ortamda modern standartlarda bir mutfak ve çamaşırhane bölümünün bir yıldır hizmet vermeye başlamış olması, manastıra rahat bir nefes aldırdı.
Manastırın iç ayvanlarına açılan bu iki bölümün ön tarafının zemini yöresel taşlarla döşendi. Eski beton kaldırılarak, ayvanların tabanı (bir bütün olarak) yöresel kesme taşlarla döşendi. Dokunun uyumu ve güzelliği artık daha çok hissediliyor.
Mutfak bölümünün yakınında bulunan eski yemekhane salonu bir bütün olarak onarımdan geçirilerek yeniden düzenlendi. Aynı anda 30-35 insana yemek verebilecek salonun, boyası hariç, kalorifer bağlantısı tamamlanmıştır. Ahşaptan yapılacak yemek masaları ve oturma kanepeleri tamamlandığında daha sağlıklı bir hizmet vermeye başlayacaktır.
Lavabo ve WC hizmetleri için kullanılan eski bölüm yeniden düzenlendi ve tamamlandı. Görülen ihtiyaç üzerine aynı binada bayan-erkek olarak iki ayrı bölüm şeklinde hizmet vermektedir.
Çayhane ile WC bölümü arasında kalan bu bölümün onarım ve mekânsal düzenleme çalışmaları bitti. Günlük kullanım için hizmet vermeye başlamıştır.
Eski divanhane bölümü ise otantik havası korunarak yeniden düzenlendi. Tabanı kesme taşlarla kaplandı. Güzel bir edayla manastıra ve gelen misafirlere artık daha iyi hizmet veriyor.
Dört ayrı oda şeklinde yapılmış olan manastırın ana girişindeki bölümün damı akıtmaması için izole edildi. Kesme taşlarla döşendi. Manastırın genel havasından esen uyum için bu damın doğu ve batı tarafı işlenmiş yöresel taşlardan oluşan bir korkulukla çevrildi. Aşağıda bulunan bu bölümün odaları ise, bahçıvan ve manastırın iç hizmetini yapan 4-5 elemanın kullanımı için (yatma, banyo ve tuvaletiyle) yeniden düzenlendi.
Metropolitlik olarak kullanılan bölümün altındaki yapılar, eskiden ahır ve samanlık olarak kullanılıyor ise de, günümüzde işlevsiz bir konumdaydı. Farklı ve kadim dönemlerden kalma bu yapıları tarihe kazandırmak ve manastırın hizmetine sunmak için yeniden düzenleniyor. Onarımları büyük ölçüde biten bu binalar tamamlandığında manastırın gömülü tarihi, farklı kesitleriyle daha anlamlı bir şekilde gün ışığına çıkmış olacaktır.
Bu bölümde bulunan büyük bina, dünyanın ve ülkenin her tarafından manastırı ziyaret edecek insanların bilgilenmesi için Süryanice, Türkçe ve İngilizce görsel ve işitsel sinevizyon hizmeti sunacaktır. Bina bu hizmete uygun bir tarzda düzenlendi. Başlanmış olan onarım ve temizliği bitti. Bu bölümün ana girişi tabanı yöresel kesme taşlarla döşenmesine başlandı.
Bu büyük binanın bitişiğindeki iki büyük odanın iç onarımına ve düzenlemesine başlandı. Tabanları kesme taşlarla döşeniyor. Bu bölüm manastırdaki tarihsel, kültürel ve dinsel objelerin sergileneceği müzenin ilk ayağını oluşturacaktır. Bu odaların devamı olan zemin kattaki bütün tarihi alanlar, müzeyi tamamlayan (farklı şekillerde kullanılacak) sergi salonlarına dönüştürülecektir.
Ağaçlandırma Projesi
Geçmiş dönemlerde Deyrulzafaran Manastırını çevreleyen alanlar çok yeşil ve kesif bitki örtüleriyle kaplıydı. Tarihte yaşanan bu güzelliği, günümüze taşımak ve manastırın büyüleyici havasına yeşil bir format kazandırmak amacıyla, Sayın Yakup Tahincioğlu başkanlığındaki Deyrulzafaran Manastırı Bakım, Onarım ve Yaşatma Derneğinin maddi desteği ve büyük çabaları, İkinci Başkan Sayın Suphi Uslan’ın özverili emekleriyle başlamış olan bu proje kapsamı içinde 150000 fidan var. Toprağın verimine ve bölgesel koşullara göre, uzman insanların gözetiminde başlanan çalışma, tamamıyla bittiğinde manastırın etrafı çeşitli ağaçlarla ve yeşil bir örtü ile kaplanmış olacaktır. Bu yeni yeşil alan manastırın tarihsel dokusuna farklı bir ahenk katmakla kalmayacak, huzur verici ortamın dingin esintilerini daha çok etkileyici yapacaktır.
Şimdiye kadar 2 ton palamut çekirdeği ve 20 kg badem çekirdeği ile beraber 54.710 ağaç (fidan) ekilmiş olup, sulama işleri için Mor Yakup Manastırı’nın altında bulunan kayalara 4 adet büyük su tankı yerleştirilmiştir.
Sondaj Kuyusu
Deyruzlafaran Manastırını çevreleyen alanlar yeşillendirilince, sulama işlerini karşılayacak yeni bir sondaj kuyusunun açılması kaçınılmaz oldu. Bunun için Deyrulzafaran Manastırı Bakım, Onarım ve Yaşatma Derneğinin girişim ve desteğiyle, misafir karşılama merkezinin aşağısındaki arazide 505 m derinlikte bir sondaj kuyusu açıldı. Misafir karşılama merkezi ve manastırın etrafında yapılan çevre düzenleme çalışmalarında olduğu gibi, kuyunun açılma sürecinde ve tamamlamasında, işin içine ruhunu katan II. Başkan Sayın Suphi Uslan’ın dernek adına gösterdiği çaba ve gayretler her türlü takdirin üstündedir.
Kıllıtmara Mor Circis Kilisesi
Deyrulzafaran Manastırına en yakın yerleşim birimi olan Kıllıtmara köyü, eskiden Süryani yerleşmesiydi. Tarih, bir zamanlar bu köyde 1000 Süryani ailenin yaşadığını yazıyor. Manastıra olan yakınlığı nedeniyle, tarihte manastıra hep destek olmuştur. Onun için bu köyün varlığı manastırın geleceği açısından hayati önem arz ediyor. Manastırın günlük hizmetlerine büyük oranda katkı sunması beklenen, Mor Circis Kilise’sinin arkasında 100 metre karelik, her kat üç daireden iki katlı bir bina yapılıyor. Buna paralel olarak kilisenin bitişiğinde çok amaçlı iki katlı yeni bir salonun yapılmasına başlanmıştır. Bu 6 daire manastır personeli için kullanılacak. Mutfak vesaire hizmet bölümüne sahip olacak iki katlı yeni salon ise, aktivitelere ve manastıra gelen kalabalık misafir grupların kullanımına sunulacaktır.
Başlatılan bu çalışmaya koşut olarak Mor Circis kilisesi de çok güzel bir iç restorasyondan geçirildi. Kilisenin iç duvarlarını kaplayan sıvalar kaldırılarak, taşların gizemli havası ortaya çıkarıldı. Hem bu kilise, hem yeni müştemilat, manastırın günlük hayatına büyük oranda destekleyici ve tamamlayıcı katkı sunacaktır. Kıllıtmara’daki bu çalışmaların tümü Sayın Muksi Behnam İncidiş’in maddi desteğiyle yapılıyor.
Mardin Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi
Mardin’in yeni kiliselerinden biri olan ve Gül mahallesinde bulunan Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi, İstanbul’da yaşayan Kilimci ailesinin maddi desteğiyle güzel bir iç ve dış onarımdan geçirildi. Kilisenin gerçek manada rahatlaması ve geleceğe güvenle bakabilmesi için gereken bütün çalışmalar hassas bir biçimde tamamlanmıştır. Haziran ayında yapılacak bir ayinle hizmete açılması bekleniyor.
Deyrulzafaran Manastırı’nın kalkınması ve çözüm olma yolunda günümüzün dinsel kültürel beklentilerine cevap olması isteniyorsa, bu bağlamdaki inançların ve yoğunlaşmaların daha çok artması gerekiyor. Ruhunda ve yüreğinde bu inancı ve yoğunlaşmayı duyumsayanları, Süryani değerlerinin yok olmamasını ibadet sayan Deyrulzafaran Manastırına bu çabalarında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyenleri, güvenen ve destekleyenleri burada minnet ve şükranla anarken, ancak böylesi bir organik dayanışmanın kalkınmaya, faaliyetlerin devamlılığına katkı sunacağını belirtmekte fayda var. Çünkü hayatın özünde olduğu gibi Deyrulzafaran inanıyor ki, değişim tek başına olumlu değildir. Akıl, bilgi, sevgi ve insani değerlerle donatılıp istikameti belirlenmedikçe, anlam kazanmaz.